26 Eylül 2012 Çarşamba

Bana Bir Patates Verenin 4 Kilo Patatesini Soyarım (17. Gün)


İstikrarıma sağlık! 17 gündür diyet miyet gırına gidiyorum. Akşam yemeği olarak salata yedim ilk defa. Şu an çok tokum ama sevgili kardeşin evde uyguladığı psikolojik baskı bitmek tükenmek bilmiyor. Kalkmış şu saatte Burger söylemiş. 

Ateş seni çağırıyor diyen reklamını düşündüm bir an. Adamlar boşuna dememiş "ateş seni çağırıyor" diye. Aslında kalori seni çağırıyor! O sağlıklı yemek cennetinden çık, her kötü şeyin cezbedici yanı olduğu gibi yemeklerin bol kalorili cehennemine gel diyor zebani sesli herif. 

17 günün sonunda evet tamda az önce bir tanecik ama sadece bir taneciiiiik! Patates yedim. Artık nefsimi köreltmenin vakti gelmişti. Yediğim an yaşadığım tutkulu duyguları, damağımda olan partileri, tuzun nişasta ile olan aşkını anlatamam. Tamam doğruları söylemenin vakti geldi!

Tek patates aşırı tuzlu geldi. Ayrıca tamamen yağ tadından oluşuyordu. Özlediğim patates bu olamazdı. Halbuki önceleri ne iyi anlaşırdık kendileriyle. Demek hiç bir şey vazgeçilmez değilmiş. Demek patates kızartmasını bile beğenmediğim günleri görecekmişim. Demek salatayla karnım şiş olabilirmiş. 

Zorlu geçen 17. günün sonunda kilo verdim demek isterdim ama maalesef veremedim! Sadece yeni aldığım ama içine neredeyse girmek için özel bir efor sarf ettiğim elbiseyi denediğim zaman, düğmelerini bile açmadan çok rahatça giyebildiğimi duyurmaktan gurur duyarım. 

Bekle beni seksiy badiy ben geliyorum!

23 Eylül 2012 Pazar

Tepem Atık (14. Gün)


İkinci haftamı bugün doldurmak üzereyim. Bir akşam yemeğim kaldı zaten! Dün akşam çok zorlandım evde bir şey yememek için. Yiyip yiyip zayıf kalan bir kardeşle aynı evde yaşamak ve diyet yapmak çooook zor gerçekten. Onun için böyle börekler, patatesler pişirilirken acı acı önümde olan bir avuç porsiyon ota bakmak tahmin edersiniz ki psikolojik olarak çok yıpratıcı.

Tabii ki nefsime yenilmedim bugüne kadar bir kaçamak bile yapmadım! En sevdiğim şeylerden biri olan çiğ köfteyi sana aldım diye getiren bir babaya rağmen yenilmedim ayaktayım. 

Tepemin atık olmasının en büyük sebebi. 1 kilo almış olarak sabit bir şekilde 63 kiloda kalmamdır! Ağzımdan burnumdan sidik fırlayacak şekilde su içiyorum, süt içiyorum, bitki çayı içiyorum. Hiç sevmesem bile yoğurt yiyorum zorla... Kalkma zorunluluğum olmamasına rağmen erkenden kalkıyorum belli bir saatte uyuyorum. Haftanın üç günü 20 dk yürüyüş yapıyorum koşu bandında, 1 günü 15 dk mekik çekiyorum, ağırlık çalışıyorum ama yok!!! 63'te takıldım kaldım. 

O yüzden bugün çok agresifim. Böyle oruç tutanlar gibi mutsuzum. Aşırı derecede dikkat etmeme rağmen bu hafta 1 kilo vermiş olmam gerekirken şu an verememek sinirimi bozuyor. Diyetten vazgeçecek değilim ama bu üzgün olmamı değiştirmiyor...

20 Eylül 2012 Perşembe

Buğday Çimi Suyu (Diyette 11. Gün)


Ben öyle pek ilaç kullanan biri değilim. Hatta grip olsam bile antibiyotik falan içmem. Bitki çaylarına, çorbaya sığınırım. Belki bu nedenden dolayı ilaçla iyileşme ihtiyacı duymuyorum. Zaten antibiyotiğin gribe iyi gelmediğini aksine bağışıklık sistemini güçsüzleştirerek virüslere karşı direncimizi azalttığı kanıtlandı. Zaten hayatım boyunca olan izlenimlerime göre fazla antibiyotiklere sığınan insanların gribi çabuk atlatmadığı ve sürekli daha güçlüsünü içmeye başlamasıdır. 

Vitaminsizlikten ölmeden önce kendime çareler aramaya devam ettim. Eczaneden ilk önce demir ilacı aldım. Zaten kansız olan bünyemi daha fazla eritemezdim. Yorgunluktan elimi kolumu kaldıramazken "diyetteyim" bahanesinin arkasına daha fazla sığınamazdım. Diğer bir alternatifim ise dışarı çıktığım zaman aklıma geldikçe buğday çimi suyu içerdim. Dukan sebebiyle bunu liste dışı bırakmıştım ama artık dukan diyetine devam etmediğim kesin! Buğday çimi suyu bu küçük bardaklarda içiliyor ve gün içinde başka vitamin hapı kullanmanıza gerek kalmıyor. Hatta ikinci bardak bile önerilmiyor. Çünkü vitaminden zehirlenebilirsiniz :) O derece güçlü bir ot suyu. 

Bitki çaylarını içmeye alışık olduğum için açıkçası hiç zorlanmadım içerken. Tadını sevdiğimi bile söyleyebilirim. Rahatlıkla alkol alan insanların özellikle bu tepkiyi göstermesine anlam veremiyorum. O rezalet tatları rahatlıkla içerken votka bardağında sunulan şuncacık suyu içemiyorsan benim için orada tuhaflık var zaten :) Bence buğday çimi suyunun içiminin bu kadar kolay olmamasının tek suçu "cool" görünmemesidir. İçinde olan vitaminler dehşet zaten! Buğday çimi doğadaki 102 mineralden 90'ını içermekte .Başta kanser olmak üzere birçok hastalığı önlüyor. 30 cc'lik 1 bardaktaki buğday çimi suyu 3,5 kiloluk sebzedeki vitamin ile 8 kilo ıspanakta bulunan demire eş değer. Artık gerisini siz düşünün!

Kendi diyetimi yapıyorum artık. Ara öğünlerimde yoğurt ve süt şeklinde devam ediyorum. Mutlaka içinde protein olacak şekilde sebzeler tüketiyorum yağsız tuzsuz olarak. Yulaf kepeğini hayatımdan çıkarmadım. Kahvaltım aynen devam ediyor. Chai çayını mistik ve büyülü bohça olarak iki kere günde içiyorum. Her gün sporu yapmaya devam ediyorum. Tek değişiklik atak evrelerini kabul edemem. Çok fazla değiştirmeden sebzeye ağırlık vermiş olmam. Tabii porsiyonlarımı abartmıyorum ve kaçamak şimdiye kadar hiç yapmadım. Eğer sayılırsa 11 günde sadece 2 kere şekersiz yağsız çilekli yoğurt yedim :)

Sonuç olarak bugün artık 62 kilo olarak tartıldım. 11 günde 4 kiloyu vermiş oldum. Sonuç fena değil dimi? Aynen annem de 5 kiloyu bugün itibariyle vermiş oldu. 

18 Eylül 2012 Salı

Dukan'ın Dur Dediği Yerdeyim (Seyir Evresi 3 - Dukan 9. Gün)


Hayatımın işkencesini çekiyorum şu anda. 9 gün oldu ve bunu yazarken bile parmaklarımı zor oynatıyorum. Aşırı bir yorgunluk var üzerimizde. Et yemekten kusucam zaten. Bugün seyir günündeydik ama yarın atak gününe hiç mi hiç hazır değilim psikolojik olarak. Bugün diyeti sorgulamaya başladım. Vücudun o kadar fazla vitamin eksikliği var nasıl doğru bir diyet olabilir diye. Yorgunluğun sebebi bu zaten enerji veren hiç bir şey yok. Eee ben zaten karbonhidrattan uzak durursam, düzenli spor yaparsam o zaman sevgili Pierre senin işkenceni çekmek zorunda mıyım derler adama?! Bir ay bitiminde kilo verişimden memnun değilsem, diyete devam ama dukan ile işim biter. Bugün bu kadar atarlıyım !

9. Gün (Seyir)

Sabah : Yulaf kepeği krep, lor peyniri, şekersiz ve aspartamsız çay.

Ara Öğün 12'de : Yoğurt

Öğle Yemeği 2'de :  Kıymalı fasulye yemeği

Ara Öğün 5'te : Atladım bugün (zaten zorunlu bir öğün değil)

Akşam Yemeği 7'de :  Yağsız, tuzsuz menemen. Soğan, biber ve az domates koydum. Protein bakımından zengin olsun diye jambon ekledim. Bir bardak light ayran içtim. 

Aralara Serptiğim : Chai çayı iki fincan, koşu bandında 20 dk tempolu yürüyüşümü yaptım. 

17 Eylül 2012 Pazartesi

Seyir Evresi 2. Gün ( Chai Çayı Karşılaştırma )


Bir buçuk litre su içmeyi unuttuğum bir gündü 1. gün. Su ile pek aram yok zorla içiyorum 1,5 litrelik su şişesini yanıma alarak. Biliyorsunuz soğuk içmek zorunlu sevgili dukancılar. Zorunlu değilde daha çok kalori yaktırıyor diye :) Dün akşam bitki çayına başladım. Daha önce okuduğum bloglarda chai çayını önermişlerdi. İki markanın chai çayını aldım açıkçası hangisinin daha iyi olduğunu şimdilik bilmiyorum, sadece tat olarak anlatacağım.

Büyülü Bohça ile başladım. Daha sosyetik görünüyor ya pek sevdim :)) Çünkü diğer çaylardan farklı poşeti ve fonksiyonel kullanımı var. Keyife göre 1 tatlı kaşığı süt eklenebiliyor. Yağsız sütten ekledim. Tadı biraz acımsı geldi. Çok yoğun bir aroması var ki ben severim bitki çayı içmeyi. Bu yoğunluk bence kaliteli olmasından kaynaklanıyor. Sanki aktardan alıp poşetlere içmek için koymuşsun gibi bir hali var. Tek kullanımlık hariç kutuda satılan çeşidi de var. Normal çayı da salla poşet kullandığımız için ona elim gitmedi ama kutusunu çok beğendim :) İçinde tarçın, kakule, karanfil, rooibos, rezene, siyah çay, zencefil, karabiber var. Sanırım acılığı karabiber ve biraz zencefilden geliyor olabilir. Bilemedim şimdi :) İçinde olan bir çok bitki hem yağ yakmayı hızlandıran ürünler hem de antioksidan yanları var. O yüzden bu diyet için biçilmiş kaftan.

Öğlen mistik olanı denedim. Söylenildiği gibi vanilya kokusu hakim. Tat olarak çok daha yumuşak. Hatta salep gibi bir tadı var hafif. İçeriğinde siyah çay, tarçın, böğürtlen yaprakları, zencefil, doğal vanilya aroması, hindiba kökü, karanfil, meyan kökü, kakule meyvesi, karabiber bulunuyor. Birbirinden farklı olanları renklendirdim. Biri diğerinde bulunmuyor yani. O yüzden öğlenleri Doğuş'un çayını içiyorum, akşamları büyülü bohçayı :) Çayların Latte'si deniyor bu çaya. Orjinali sütle içilendir. Sade şekilde de içilebilir ama protein açısından ve tadını daha hoş bulduğum için sütlü tercih ediyorum. Bırakmayı düşünmediğim ve kahve alternatifi olarak yerini doldurduğum Chai çayından çok memnunum tavsiye ederim. 

1 + 1 Seyir ve Atak Evresi

1 gün seyir ve 1 gün atak olarak diyete devam etmeyi tercih ettim. Diyeti yapanlar bilirler. Bir çok farklı şekilde yapılışı var ama atak evrelerinden resmen nefret ediyorum. Bugün sıra atak evresindeydi. 

8. Gün (Atak)

Sabah : Yulaf kepeği krep, diyet yağsız-tuzsuz peynir, şekersiz ve aspartamsız çay.

Ara Öğün 12'de : Çilekli yağsız, şekersiz yoğurt

Öğle Yemeği 2'de :  Jambonlu omlet

Ara Öğün 5'te : Bir bardak yağsız süt

Akşam Yemeği 7'de :  Fırında Çipura ( İki tane yemeyi denedim ama midem almıyor artık balık ve etten nefret ettim iyice zaten pek sevmezdim iyice aramız açıldı :) O yüzden 1,5 kadarını yedim gerisini bıraktım )

Aralara Serptiğim : Chai çayı iki fincan, Maden suyu (en son), Koşu bandında 20 dk tempolu yürüyüşümü yaptım. 


16 Eylül 2012 Pazar

Seyir Evresi 1. Gün Sen Çok Yaşa!


Ali Naziği kaşıkla oyarlar civanım oyaaaarlaaaar!! Bugün seyir evresine geçtik. O lanet ataktan kurtulduk ya tey teyy tey! Sabah kahvaltısı sürekli aynı zaten. Yulaf kepeği + peynir + çay... Alıştım bir leziz geliyor bu kahvaltı. Doyarak kalkıyorum artık :) Bu bizim yaptığımız Ali Nazik değil efendim. Temsili Ali Nazik bu. 

İşte hazır böğürtülmüş patlıcanı aldık süzgeçte iyice yıkadık. Tuzu muzu gitsin, yağı yada neyi varsa alıp götürsün diye. Üşenmeyenler için kendilerinin yapması daha hayırlara vesile olabilir ama biz üşendik. Kasaptan alınan yağsız kıyma kendi yağcığı ile kavrulur içine karabiber kekik gibi tuz hariç tatlandıracak baharatlar eklenir. En alta serilen patlıcanların üstüne kıyma koyulur en üste çırpılan diyet yoğurdumuz dökülür. Biz böyle yaptık ama resimlerde baktım hep patlıcanla yoğurdu çiftleştirmişler, en üstte kıyma var. Bizim yoğurt üstte oldu. Annneeeeee bunu biz ters yapmışıııııızzz!! :)

Yemeden önce halay çekilir. En azından ben öyle yaptım. En azından tadı olan bir şey, bir sebze allahıııımmm!  Zıppırı zıppırı İbrahim Tatlıses edasıyla çömerek zıpladım, iki omuz attım, yerimde yaylandım arada sek sek sekerek...

O derece mutluyum dostlar... Ara öğünlere devam mesela yoğurt vaktim gelmiiiiş şu an. Akşama nazik ile sonlandıracaz. Yemelere doyamadık. Tuzsuz, yağsız ama bir lezzetli bu 6 günün üstüne anlatamam. 

Yazılarımın arasında dolaşan mutluluk kelebeklerini görebiliyor musunuz?

Şeytan'ın Çukuru (Atak Evresi)



Yulaf kepeği budur. Kimi robotta falan çektirip daha un haline getiriyormuş. Biz yapmadık. Saman gibi yiyoruz hala... 1. gün ve başlangıcı burada anlatmıştım.

2. Gün

Sabah : Yulaf kepeği krep, diyet yağsız-tuzsuz peynir, şekersiz ve aspartamsız çay. ( Alıştım çünkü uzunca iyice pişirdim bu sefer :))

Ara Öğün 12'de : Yoğurt

Öğle Yemeği 2'de :  Diyet Ton Balığı bir kutu

Ara Öğün 5'te : Yoğurt

Akşam Yemeği 7'de :  Çöp şiş bir çimdik kekikli. 6 şiş yedim. Şişleri kuşbaşı etinden yaptık.

3. Gün

Sabah : Yulaf kepeği krep, diyet yağsız-tuzsuz peynir, şekersiz ve aspartamsız çay.

Ara Öğün 12'de : Yoğurt

Öğle Yemeği 2'de :  Çöp şiş yarısını bugüne ayırmıştık. 4 şiş yedim.

Ara Öğün 5'te : Yoğurt

Akşam Yemeği 7'de :  İglo'nun sanırım fileto levreklerinden aldık. Zeytinyağlı ve limonluydu. Suya atıp torbasıyla haşlıyorsunuz. Poşetinden çıkardığımız zaman yağını almak için önlü arkalı peçeteye bastırdık iyice. Yeterli oldu mu bilinmez ama günü kurtarmak için yeterli gibiydi.

4. Gün

Sabah : Yulaf kepeği krep, diyet yağsız-tuzsuz peynir, şekersiz ve aspartamsız çay.

Ara Öğün 12'de : Yoğurt

Öğle Yemeği 2'de :  Soğanları dilimleyip alta dizdik. Sarımsakları ezmeden attık. En üste hamsileri koyduk. Hamsi buğulama yaptık yalandan. Kesinlikle o soğanları yemedik. Sadece üstten hamsileri aldık. Atak evresinde sebze yemek yasaaaak!!

Ara Öğün 5'te : Yoğurt

Akşam Yemeği 7'de :  Yine geçiştirmek için şu hazır hamburger köftelerinden aldık. 3 halkayı mideye indirdim. Açım açççç kaç gündür!! :))

5. Gün

Sabah : Yulaf kepeği krep, diyet yağsız-tuzsuz peynir, şekersiz ve aspartamsız çay.

Ara Öğün 12'de : Yoğurt

Öğle Yemeği 2'de :  Akşamı fazla kaçırdığımı düşünüp vicdan yaptım. Kaynayan suya iki yumurta kırıp, çılbır muamelesi yaptım. Üstüne bir çimdik karabiber koydum ve light yoğurt üstünde gezdirerek yedim. İçim dışım protein oldu artık. Et yemekten gına geldi!!

Ara Öğün 5'te : Yoğurt

Akşam Yemeği 7'de :  3 Hindi jambon, 80 gr peynir ile akşam yemeğini geçiştirdim. Açlıktan ölmek üzereyim!!

6. Gün

Sabah : Yulaf kepeği krep, diyet yağsız-tuzsuz peynir, şekersiz ve aspartamsız çay.

Ara Öğün 12'de : Yoğurt

Öğle Yemeği 2'de :  3 haşlanmış yumurta.

Ara Öğün 5'te : Yoğurt

Akşam Yemeği 7'de :  Bir dilim biftek yedim artık içim almıyordu maalesef.

Böylelikle fenalıklar geçirerek, yorgunluktan elim ayağım kalkmayarak, psikolojik açlıktan ve bin bir yemeğin hayali ile Şeytan'ın çukurunu tırmandım. Artık Seyir Evresine geçiş yapabiliyorum. Bu 6 günde dandik tartımıza rağmen 3 kilo verdiğim kesinleşmiştir. 66 kilo ile başladığım yolculuğa 63 kilo ile devam etmekteyim. 

Öncelikle aşırı sabır ve mide gerektiriyor. Aslında porsiyonlarda doyana kadar diyor ama ben fazlasıyla taktığım için biraz daha katı yapmış olabilirim. Bu yüzden bana söylediği 2,2 kilonun biraz daha fazlasını vermiş bulundum. 6. günde inanılmaz zorlandım ve akşama ateşim çıkmıştı. Göz altı morluklarım oluştu. Halsizlikten markete bile gitmeye halim olmadığından akşam yemeklerini yada öğlenleri geçiştirecek yemekler ile bitirdim. 3 kilo için değdi mi? Bence değdi... Şimdi seyir evresinin ilk gününün keyfini çıkartıyorum. Çok daha kolay her şey artık :)

Dukan Diyeti Serüveni


Bu amcamız yıllarca emek vermiş, şansa bala diyebileceğimiz bir hastası sayesinde bu diyetin doğuşunu sağlamıştır. Henüz kendisine duacı değilim ama hedeflediğim kiloya ulaştığım an Allah ondan razı olsunla başlayan tüm duaları eder ve ruhuna bir yasin hediye ederim valla! Adam ölmedi canım, Bana hayrı dokundu öhömm yani insanlığa hayrı dokundu diye şey ediyorum :))

Kitabı yaklaşık iki ay önce almıştım. Bir türlü başlamak kısmet olmadı. Yok ramazandı, yok bayramdı, tamam şu geziyide atlatalım derken 10 eylül günü start verildi ve koşu başladı. 

Bir çok blogda zaten bahsediliyor, anlatılıyor. Benim anlatacaklarım teknik dışında daha fazla serüvenim olacaktır. Daha doğrusu serüvenimiz :) Çünkü annemle aynı anda başladık ve bugün tam 7. günümüz bir haftayı güç bela kurtartık yeminle. 


İlk önce sitesine girip testi çözüyorsunuz ve size kaç gün atak yapmanız gerektiğini söyleyen bu tahmini tablo çıkıyor. Bakmayın tarihine :) Başlamayı düşündüğüm zamanda dayanamayıp testi yapmıştım. Zaten tarihleri önemli değil, tahmini gidiyorum ben de şu anda. 

Efendim bir çok depresif nedenlerden ötürü kendimi saldığım bir döneme girmiştim. Hani o salya sümük ağlayıp, yatağa gömülüp, acıklı filmleri izlerken bir yandan kaderinize sövdüğünüz ama elinizden dondurmayı, kekleri bırakmadığınız dönemlerden işte. Bazı insanlar üzgün olduğu zaman yemekten kesilir, bazıları kendini daha çok verir ya ben onlardandım işte :) 

Minyon olmamın yanında tartıda 38 kilo olduğum zamanları bilirim. Bakmayın burada idealin 48 diyor ama balık etli diyebileceğimiz ve jennifer'dan hallice olan kalçalarım ile 48 kilo benim hedefim değildir. 43 kilo olmaktır hedefim. O eski daracık kotumu atmadığım günlere şükrediyorum. Ona yeniden gireceğim bekle beni kooot! 

ATAK EVRESİ (Şeytan'ın Çukuru)


6 gün süren atak evremi dün itibariyle bitirdim. Fiiiuuuutttt!! Nasıl anlatsam bilemiyorum şu evreyi!! 6 gün neler çektim ben bilirim. Siz de bileceksiniz şimdi! 

Her gün 8 buçukta uyandım, 9 buçuğa kadar kadar kahvaltımı hazırlayıp, yediğim serüveni anlatmaya başlıyorum. 

1. Gün  


Sabah 9'da

1,5 kaşık Yulaf kepeğini suyla krep kıvamına geldikten sonra yağsız tavada krep niyetine pişirdim. 200 gr peynir diyor ama ben göz kararı peynir koyup durdum. Sonra annemin çıkardığı tartı ile ortalama 80 gr yediğim ortaya çıktı ama olsun. Bu öğünü ilk defa yerken fazla pişirmemişiz, yumuş yumuş böyle yerken ayıptır söylemesi üç kez öğürmüşlüğüm vardır. Kim demiş kolay güzel olmak diye ! Çayı ilk gün aspartamlı içtim ama tadına alışamadım. Tuhaf geliyor... 


Öğlen 12'de

Benim hiç sevmediğim şeylerden birisi yoğurt ve ayrandır mesela. O yüzden ben bu öğünde ciddi anlamda zorlanıyorum. Sevenler için kolay olacaktır :) 1 küçük kutu diyet yoğurt yedim. Hani şu 4'lü satılanlardan.

Öğle'den Sonra 2'de

İlk başlarda hazırlıksız olduğumuz ve daha öğrenemediğimiz için diyet ton balıklardan bir konserve yedim. Şu üçlü satılanlardan işte. Burada en çok annem zorlandı. Sevmediği için ton balığını :) Ben habudi hubudi yedim. Severim çünkü :))

Akşam Üstü 5'te

Yine ara öğün olarak bir kutu yoğurt yiyoruz. 

Akşam 7'de

En fenalık geçirdiğimiz, saf proteine lanet okuduğumuz zamanlardan birisiydi. Biftek yedik ızgara. Yağsız, tuzsuz üstünde kendine hayrı olmayan bir çimdik kekik ile.

Akşam 7'den Sonra

Veeee günü aç, mutsuz bir şekilde bitirdik! Bir daha hiç bir şey yemedik. 1,5 litre suyumuzu bitirdik. Heee öğlen 2'den sonra kahvesiz duramayan biz şekersiz Türk kahvesi içtik o kadar :) Devamı bir sonraki konuda devam edeceğim kısa kısa veee kaç kilo verdiğimi anlatacağım :))

6 günlük atak evresi serüvenime ışınlanın !! piiiiuuuuuvvv