22 Aralık 2014 Pazartesi

Kilolarca Dram


Madem diyetten kilo vermekten bahsediyoruz o zaman bunun psikolojik etkilerinden de bahsetmekte fayda var diye düşündüm. Çünkü diyet yapmak sadece diyet yapmakla olmayacağı gibi sporla desteklemek psikolojik olarakta kendini hazırlamaktan geçer.

Herkes gibi benim de hayatımda iyi kötü daha çok kötü şeyler olmakta :) Ağzında gümüş kaşıkla doğmamış sonra gümüş kaşığı bulmuş ve kaybetmiş biriyim. Evimde olan sorunlar dışında güzel olduğunu düşündüğüm yılların birlikteliği de son bulmuş olunca çok sinirlendim.

Ben minyon bir kızım. Sıfır beden halim diye bahsedeceğim halim olursa eğer mazide bulunan 38 kilomdan bahsedebilirim. Yemek yemeyle pek sorunum yoktu. Kilo almıyordum sadece o kadar. Sonraları yediğim hurmalar gelip beni tırmalaya başlayınca 42-45 derken 48 kilo oldum. Balık etlinin bir tık zayıfı haline geldim. Bu dönemde işe başladım ve ciddi uyku sorunlarım nedeniyle aktardan Solgar'ın vitaminini aldım. Sorunum uykuya dalamamak, daldıktan sonra uyanmakta ruhunu teslim etmekti. Ben bu hapı günde iki defa güzelceeee kullandım. Sonra bir ayın sonunda bir baktım 55 kiloyum. Eve yürüyerek geliyorum, düzenli besleniyorum saatle en azından, günün koşturması dememe rağmen kilo aldım.

Meğer kullandığım vitamin sporcuların kendini şişirmek için kullandığı vitaminlerdenmiş. Kilo almaya yardımcı, kullandıktan sonra da spor yaparak enerjiyle yakmak lazımmış. Buradan o gerizekalı adama sevgilerimi sunuyorum. Kendi çocuklarıma da bunu kullandırıyorum enerjik olsunlar diye demişti yazık adamın iki kızı vardı şu an obez olmuş olabilirler.

Tabii bende de hata var niye araştırmıyorsun kızım sen de! Ondan sonra baktım ben hala yiyorum, çok güzel yiyorum, ne güzel yiyorum, sinirleniyorum yiyorum, sıkılıyorum yiyorum derkeeeen çıktık babam çıktık 66 kiloya. Sonrası sevgilinin ilgisizliği, sonrası soğuması, sonrası terk edişi. Ne de olsa erkeklerin metalaştırdıklarındanız dimi?

Hala günlerim feryat figan geçmekte. 45 dakikalık yürüyüşlere kendimi iyi hissettikçe hala çıkmaktayım. İşte yürürken radyoda atarlı şarkılar dinleyip, bir yerlerde içimde bulunan kıro kızın ortaya çıkışına da tanıklık etmekteyim. Bazen radyoculara sokakta kendimce manyak gibi gülüyorum, bazen ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Benim yürüyüş tarzım bu, bu aralar!

Bugün itibariyle tam 2 kilo vermiş bulunmaktayım ama 2 kilodan fazla vermiş gibi duruyorum spora ağırlık verdiğim için. Sanırım vücudum toparlandı yürüyüşler ile birlikte.

Hala düzenli beslenmiyorum. Saatle yemek yemiyorum. Çok geç uyuyorum sabaha karşı gibi, çok geç uyanıyorum 2-3-4 gibi. Depresyondayım yapacak bir şey yok arkadaşlar. Evet sen okuyupta oha diyen insan hemen yargıladın beni.

Yediklerim genelde sabah iki yumurta pişiriyorum, kepekli ekmek, kalorisi azaltılmış ekmek ya da tam tahıllı bir dilim ekmek ile iki yumurtayı yiyorum. Şekersiz çayım, şekersiz kahvem ile devam ediyorum. Su içmeye zorluyorum kendimi, olmuyor ama olsun... Ekmek, makarna, pilavdan uzak duruyorum. Geçenlerde organik kepekli bulgur yedim kilo aldırdı şerefsiz bir daha da yemem. Light ürün kullanmıyorum. Sebze yemeklerini tabağıma gram gram değilde doyacağım kadar dolduruyorum. Her gün fatsecret aplikasyonuna ne halt yediysem yazıyorum. Şu an 62,8 ile devam etmekteyim yoluma. Yavaş ama emin adımlarla ilerlemeye çalışıyorum. İnşallah psikolojimi de düzeltip uyku düzenini toparlayıp eskisi gibi saatle dikkatlice beslenmeye devam edeceğim.

İşte benim hikayem budur. Keşke siz de benimle hikayelerinizi paylaşsanız ben de burada benim gibi mutsuzluktan yemeğe abanan, diyet yaparak başarıya ulaşmaya çalışan diğer insanlara örnek olması açısından yazılarınızı paylaşabilsem :)

Mailimi biliyorsunuz sonradanprenses@gmail.com

Yorum olarakta yazmayı seçebilirsiniz hiç problem değil. Destek olalım birbirimize diyetdaşlarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder